Subscribe Us

header ads

Uyanın

Biz bir avuç kalsak bile Başbuğ Atatürk’ün ilke ve inkılâplarına, bize gösterdiği hedefe doğru yürümeye devam edeceğiz.
Sürüklendiğimiz uçurumu görüyoruz, Vatanımıza sahip çıkıyoruz, Türklüğü payidar kılmak için elimizden geleni yapıyoruz.
Ya siz?
Ezbere bildiğiniz marşımız ne diyor bakın:
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 89uncu yılını kutladık bugün. Kimi yerlerde neşe içinde geçti, kimi yerlerde ellerinde Türk bayrağı taşıyan kalabalığa polis biber gazıyla müdahale etti. Her haltı sorma gereği duyduğumuz gogıl bile kutladı da Cumhuriyeti, bu ülkenin yağını kaymağını yiyen bütün kaynaklardan ziyadesiyle faydalanan birtakım zevatlar kutlamadılar.
Onursuz şerefsiz ve haysiyetsizce tükettikleri bir ömrü, şerefiyle yaşayanlara zindan ediyorlar. İnsanın içinden sormak geliyor devlet kimin devleti, millet kimin milleti? Devletin adı Türkiye Cumhuriyeti (şimdilik) milletin adı da Türkiye halkı, Anadolu halkı gibi terimler arasında gidip gelse de (o da şimdilik) Türk milleti.
Bankalar kimlerin elinde, ekonomiyi kimler yönetiyor, milletin kaderini tayin edecek kararları kimler veriyor? Büyük holdingler, kartelleşen işletmeler, yok pahasına satılan Kit’ler, ihalesiz verilen kamu ihaleleri kimlerin elinde?
Peki, bu ülkeyi gerçekten Türkler mi yönetiyor, neden oy verirken sorgulamıyoruz kimlere oy verdiğimizi?
Ülkenin cumhurbaşkanı hakkında Ermeni kökenli olduğu, başbakanı hakkında Gürcü asıllı olduğu iddiaları dolaşırken ortalıkta ve buna karşı kesin bir kanıt ortaya sunulmamışken;
Bakanlar kurulu adı verilen kabine üyelerinin Gbt ya da şecerelerine bakacak olursak kaç kaçının Türk olduğu bilinmiyorken,
Ömrünün en az otuz yılını vatana hizmet ederek geçirmiş askerler, terörist ifadeleriyle zindanlara atılıp birileri de dağda öldürdüklerinizin intikamını aldık diye caka satarken;
Olmayan şerefleri üzerine meclis kürsüsünde yemin edenler milletin temsil edildiği yerde salya sümük millete küfrederken ve alkışlanırken;
Dedelerimizin canları kanları pahasına kurtardığı bu topraklar, bu kutsal vatan masa başlarında kirli anlaşmalara meze yapılırken;
Verilecek her karar okyanus ötelerinden coni karargâhlarından geçerken;
Teröristler kahraman, şehitler hain ilan edilirken;
Ve daha buraya eklenmeyen bir sürü nedenden dolayı neden kimlere oy verdiğimizi sorgulamıyoruz?
Öyle ya dört yılda bir milleti adam yerine koyup bir soru soruyorlar, onda bari akıllıca düşünüp öyle karar verelim.
Aklı birazcık olsun başında olan herkes, bir heyelanın yavaş yavaş geldiğini ve kanla sulanan bu toprakların ayaklarımızın altından kaydığını görebilir.
Unutmayın; başka Türkiye yok, kardeşlik dedikleri şey bir çocuğun eline verilen oyuncak gibi bizi uyutmak için söylenen bir masaldan ibaret…
Uyanın!