Subscribe Us

header ads

Koçgiri Aşireti Kürt mü, Türk mü?

KOÇGİRİ AŞİRETİ,KÜRT MÜ? TÜRK MÜ?
Alevilik araştırmaları denilince İréne Mélikoff adından söz etmemek olur mu?Peki bu konuda Prof. Mélikoff ne düşünüyor? Melikoff’a göre; Kürtçe ya da Zazaca konuşan Aleviler Kürt ya da Zaza mı?Yoksa Türk mü? Bakalım bu konuda Mélikoff ne yazmış.
“İlk Safeviler’in taraftarlarının adı olan, fakat giderek horlayıcı ‘asi zındık’, hatta ‘Kürt’ anlamlarına gelmeye başlayan Kızılbaş deyiminin yerini, oldukça yakın bir tarihte Alevi sözü almış bulunuyor. Bununla birlikte, Aleviler’in büyük bölümü Türk olduğu halde günümüzde Alevi deyimi de aynı anlama doğru çekilmektedir.”

Türk sözünün kaba, küçültücü, yaban, köylü anlamı üstüne dururken “İslama girmiş, Müslüman olmuş, Selçuklu hanedanı gibi, kültürü İran’lılaşmış kentli Türk ile, henüz İslamlaşmamış veya yeterince İslamlaşmamış göçer ya da yarı göçer Türk arasındaki
uyuşmama dolayısıyla birincisine Müslüman; ikincisine ‘Türk’ denmiştir” diyor. Bugün Erzincan, Sivas, Elazığ, Muğla-Ortaca gibi yerlerde Sünni Türk’e Türk denmesi ama aynı yöredeki Alevi Türk’e “Kürt” denmesi bu örnekleri anımsatmıyor mu? Ama Ege’deki Alevi ise kendini tanıtırken Alevi kelimesini kullanmadan “Türkmenim” diyor.
Mélikoff; sosyal anlamda kullanılan Türk ve Kürt sözcükleri için düşüncelerini şöyle sürdürüyor:“Nasıl Kaşgarlı Mahmut’un gösterdiği gibi, tat sözcüğü Müslüman olmayan Uygur’u belirtiyor idiyse, Türk de İslamlaşmamış olana deniyordu” diyor ve devam ediyor:
“Bu sözcüğün etnik anlamda değil, sosyal bir anlamda kullanıldığı açıktır. Aynı olgu bugün de belli bir ölçüde etnik olmaktan çok, sosyal bir ayrım anlamı ile kullanılan; ve aşiret bağları hala canlı, cemaat dışı bir İslam inanışı ile belli bir yaşam tarzını sürdüre gelen Anadolulu anlamında “Kürt” deyimi ile karşımıza çıkar” dedikten sonra Kürtçe konuşan Alevilerin nitelendirilmesine geliyor. Mélikoff diyor ki;
“Araştırmalarım beni Kurmancı denen ve Kürtler olarak tanınan insanlar arasında kalmaya götürdü. Töreleri Orta Asya’ya kadar uzanan Türk töreleri idi. Ölümle ilgili adetler... Al inanışı... Türklerin On iki hayvanlı takvimlerine eski yeni yıl bayramları olan Hızır
bayramının kutlanması vb. Sorduğumda, kaynaklarımdan biri bana, ‘Soy olarak biz Kürt değiliz, fakat inançlarımız dolayısıyla eza gördük, dağlara sığındık, Kürtlere karıştık ve Kürtler olarak adlandırıldık’ dedi.”
Mélikoff bu sözü söyleyen kişinin hangi aşirete mensup olduğunu ise şöyle yazıyor:
“Bunu söyleyen, birçok ayaklanmada etkinliği bulunan tanınmış Kürt aşireti Koçkırı’lardandı. Artık aramızda bulunmayan Ömer Lütfi Barkan’a şüphelerimden söz ettiğim zaman, bana Koçkırı adının, dil yönünden Türkçe olduğunu ve Akkoyunlu, Karakoyunlu vb. adlandırmalarla karşılaştırılabileceğini işaret etti. Bunlar, sahip olunan sürülere göre verilmiş, Türk aşiret adlarıdır” diyor.
Ord. Prof. Dr. Ömür Lütfi Barkan sosyal bilimlerde sosyal tarihte, Osmanlı tarihi konusunda ciddiye alınması gereken bir bilim adamıdır. Prof. Dr. İréne Mélikoff konu ile ilgili bulgularını düşünüp taşındıktan sonra bir anlamda hocası ile birlikte yorumluyor ve şu sonuca varıyor:
“Sonuç olarak, bu boylara verilen ‘Kürt’ adı, Alevi Kürtler’de bulunmakla birlikte, onların tümünün Kürt kökenli olması gerektiğini göstermez. Kürtler’in çoğu Şafii mezhepten gerçek Sünnidirler. Aleviler’e takılan ‘Kürt’ lakabı ancak sosyal bir değer taşır, belli bir yaşam biçimini gösterir, resmi Sünniliğe uymayan, aşiret adetleri hala canlı olan ve kendi içlerine kapanmış olarak yaşayan cemaatleri ifade eder” diyor.
Yani Mélikoff, sosyolojik olarak bir Kürt’ün de Alevi olma olasılığına karşın, Koçgiri aşiretinin Kürt olmadığını, Türk kökenli Kürtçe’yi sonradan öğrenen bir Türkmen aşireti olduğunu söylüyor.
Koçgiri konusunda araştırması olan tarihçi Baki Öz’de bu konuda Ömür Lütfi Barkan ve İréne Mélikoff’u doğrulamaktadır. O da araştırması sonucu; Koçgiri aşiretinin Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen bir Türkmen aşireti olduğunu esasen İzolu olduklarını Dersim’den buraya yerleştiklerini Şeyh Hasan aşireti ile akrabalık ilişkilerinin bulunduğunu sonradan Kürtleşen bir Türkmen boyu olduklarını yazıyor.
Cemal Şener

Yorum Gönder

0 Yorumlar