Subscribe Us

header ads

Milli Mutabakat mı, Mhp'yi eritme projesi mi?

Akp yine bir şark kurnazlığı yaptı ve Mhp ile kurduğu ittifakın adını "Milli Mutabakat" koydu. Bu ittifaka sonradan BBP de katıldı.
Daha önce biz dindarız onlar değil, biz herkesi kucaklıyoruz onlar ayrımcı gibi imajlar bırakarak toplumu kutuplaştırmanın bir hayli ekmeğini yediler. Kendi çizgilerine yakın parti ve grupları ise mevki, makam, itibar vererek etkisizleştirdiler.
Akp'nin böyle atakları meşhurdur. Örneğin DYP-Demokrat Parti başkanı olan Süleyman Soylu'yu da kendi partileri çatıları altına aldılar ve var mı yok mu belli olmayan Demokrat Parti Akp içinde eridi gitti. Süleyman Soylu'nun başkan olduğu dönemlerde Akp ve Tayyip Erdoğan'e ettiği sözler ise unutuldu gitti.
Mhp ile yapılan ittifak ise bunlara pek benzemiyor. Akp düne kadar milliyetçiliği ayaklar altına alan bir partiydi, Mhp ise milliyetçiliğin temsilcisi olduğunu söyleyen bir parti.
Akp'nin milliyetçiliği ayaklar altına alması sözde kalmadı elbette.
Bunu uygulamalı olarak da gösterdiler. Kamu kurumlarından "T.C."ibarelerini kaldırdılar.
 Dağlarda ve birçok devlet dairesinin duvarlarında yazan" Ne mutlu Türk'üm diyene" yazılarını sildiler.
 "Varlığım Türk varlığına armağan olsun" diyen Andımız'ı "boş boş okutuluyor" diyerek kaldırdılar.
 ‎"Anayasanın ilk üç maddesi de değişebilir, değişmelidir" diyerek uzunca bir süre gündem yoklayıp toplumu hazırlamaya çalıştılar.
 ‎Akil adamlar denen bir sözde aydın kalabalığını şehir şehit gezdidip bölücü fikirleri empoze etmek için çabaladılar.
 ‎ Kürt açılımı, çözüm süreci adı altında Doğu ve Güneydoğu'da pkk'nın faaliyetlerine göz yumdular. Yollara hendekler kazıldı, her binaya, her kaldırım taşının altına bombalar yerleştirildi, sokaklarda pkk'nın sözde asayiş ekipleri sokaklarda kol gezerken ne hikmetse devletin hiçbir gücü olanları görmedi. Çünkü o sırada asker kışlaya, polis karakola hapsedilmişti. Güneydoğu'yu pkk'dan temizlemek için 500'den fazla asker ve polisi şehit verdik. Ekonomik olarak milyarlarca lira zarara mal oldular. Şimdi bunların hepsi unutuldu. Devlet Bahçeli hesap soracaktı, öyle diyordu meydanlarda.

 ‎Şimdi ise "2019'da başkan adayımız Sayın Erdoğan'dır diyor. Ülkücü olan veya en azından ülkücü geçmişi olan, hadi o da olmadı ülkücü düşmanı olmayan birini aday göstermek, desteklemek yerine Tayyip Erdoğan'ı destekliyor.

 ‎Bunlar Türklüğe, Türk Devletine karşı yapılan şeyler. Bunun yanında bir de Tayyip Erdoğan'ın Bahçeli ve Mhp'ye, ülkücülere söylediği sözler var.
 ‎
 ‎Bunları sokakta birinin yüzüne söyleseniz kavga çıkar hatta daha fazlası olur. Kimse içine sindiremez. MHP tabanının da kendilerine bu kadar hakaret eden birini başkan yapmak gibi bir derdi yok. Genel merkez ile taban tamamen zıt düşünüyor.
 ‎Bir diğer konu ise başkanlık sisteminde iki partinin yer alması. Sistem %50 oranına dayandığı için küçük partilerin yaşaması mümkün olmuyor. Akp karşı tarafa Chp'yi koymak, diğer sağ - muhafazakar kesimi de kendi çatısı altında eritmek istiyor. Bunu da yıllardır başarılı bir şekilde yapıyor. Yaklaşık elli yıllık kurumsal bir geçmişi olan Mhp, Akp içinde eriyecek mi, Balgat'a kızan ve küsen ülkücüler İyi Parti dışında başka bir parti daha çıkacak mı 2019'dan sonra göreceğiz.

Yorum Gönder

0 Yorumlar