Subscribe Us

header ads

Fethullah Gülen; yol arkadaşlarını böyle ilan etti!

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nı biliyorsunuz!
Fethullah Gülen ile en çok özdeşleştirilen yapıdır!
Öyle ki daha birkaç gün önce bu Vakfın Başkanı yine Gülen adına medyaya geniş açıklamalar yapmıştı!
İşte Fethullah Gülen adına konuşma ve etkinlik yapma vekaleti ya da ayrıcalığına sahip olan bu vakıf önceki gün İstanbul’da bir yemek verdi.
Bu yemeği Cemaat sempatizanı gazete olarak bilinen Bugün’ün yazarı Nuh Gönültaş sütununa taşıdı.
Gönültaş yazısının bir bölümünde aynen şöyle diyor: “Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, yol arkadaşları için bir vefa yemeği düzenledi!”
Yol arkadaşları ve vefa vurgusuna özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum!
Peki, kim midir vefa duyulan cemaatin o yol arkadaşları?
Nuh Gönültaş’ın sütunundan aktarıyorum:
- Fener Patriği Barthelemeos!
- Ermeniler Eş Patriği Aram Ateşyan!
- Musevi Hahambaşı Yusuf Haleva adına Yusuf Altıntaş!
- Süryani Kadim Ortodoks İstanbul mtropollliti Flüksinos Yusuf Çetin!
- Süryani Katolik Patrik Vekili Korepiskopos Yusuf Sağ!
Yemekte konuşma yapan bu isimlerin Fethullah Gülen’i muhabbetle selamlamaları ve teşekkürlerini sunmaları yine yazıda belirtiliyor!
Gelin bu tabloyu hep beraber sorgulayalım:
Kurtuluş Savaşı günlerimizde Emperyalizmle açıktan işbirliği yapan ve Lozan’da bile Azınlık olarak kayda giren bu güruh ile Gülen Camiası neyin yol arkadaşlığını yapıyor?
İslam’ı içerden vurmak ve İbrahimi yani Kitaplı Dinler safsatası ile yeni bir dini tedavüle sokmak için mi?
Şii ve Alevi kardeşlerimize kafir deyip, Haham ve Keşişlere cennette rezervasyon yapan bu anlayışın kime ve neye hizmet ettiğini imanınız ve ahlakınız ile değerlendirmesini istiyorum!
Şam’da “Katil Erdoğan” sloganları!
Amerikancı ve Tayipçi medya yazmıyor ama hakikat şudur:
CIA’nın Esad’ın gitmesi için Şam’da patlattığı ve 27’si çocuk 100’e yakın insanın ölümüne sebep olduğu bombadan sonra galeyana gelen halk “Katil Erdoğan” diye slogan atmış!
Bunu nereden mi biliyorum!
Tesadüfen Şam’da bulunan ve bu görüntülere şahit olan Gazeteci Mustafa Kemal Erdenol’un anlattıklarından.
Peki, halk neden mi “Katil Erdoğan” diye bağırıyor?
Suriye’deki terörün ardında Türkiye var algısından ötürü!
Ankara’nın, yapay İsyancıların lehinde takındığı aleni tavır Suriye sokaklarını Türkiye’ye düşman yapmış!
Bu olayda altı çizilmesi gereken husus adı SETA olan yandaş organizasyonun “bombayı Beşar Esad patlattı” deyip CIA adına Türkiye’de dezenformasyon yapma garabetidir ki katliamı yapan yabancı uyrukluların bir bölümü yakalanmış durumda!
Utanmasını bilmeyenler...
AKP cenahından 9.Cumhurbaşkanı Demirel’e her gün bir eleştiri ve hatta aşağılama var!
Bir gün Bekir Bozdağ, ertesi gün Bülent Arınç ve hemen sonrasında Salih Kapusuz kural tanımaksızın vurdukça vuruyorlar!
Saldırılan insan 88 yaşında ve ülkeye bunca emeği geçmiş ama umurlarında değil!
Üstelik söylediklerinin tamamı hakikat dışı!
Ama hayır ben bu isimlere kızmıyorum zira bunların geçmişi ortada yani kendi Hocaları Erbakan’a bile siyaseten ihanet ettiler!
Kızdıklarım diğerleri?
Kimler mi?
Bugün AKP amblemine sığınan Köksal Toptan, Mehmet Sağlam ve Ahmet İyimaya gibi Sayın Demirel sayesinde siyasete girip ikbal bulan isimler!
Vefa ve ayıp denilen kavramlar var ise bunları bu isimlere hatırlatmak isteriz!
Bir tanesi ortaya çıkıp, durun bir dakika demedi ve eski liderini sahiplenmedi!
Hiç kuşkunuz olmasın bugün Demirel’e bunu yapanlar, devri bitiğinde Tayyip Erdoğan’a daha kötüsünü yapar!
Çeyrek asrı geçen gazetecilik yaşamımda çok yakından tanıyıp da hakkında en çok yanıldığım isim bu Köksal Toptan’dır!
Yandaş gazeteciler kurtarıldı, peki ya PKK esirleri?
Başbakan Suriye’ye gidip kaybolan iki gazetecinin ailesini aramış ve kurtarıldıklarını haber vermiş!
Meslekdaşlarımızın kurtarılmasına biz de sevindik ancaaaak!..
Başbakan ile hükümetinin bu konuda gösterdiği büyük çabanın onda biri acaba PKK’nın elinde aylardır esir olanlar için neden harcanmadı?
Unutanlara hatırlatalım, askerlerimiz, kaymakamımız ve öğretmenimiz hala PKK’ya esir!
Evet, soruyorum neden onlar için yüzlerce gündür harekete geçilmedi ya da sonuç alınamadı?
Yoldaş ya da yandaş olmadıkları için mi?
Eğer öyle ise bir Başbakan vatandaşlarını nasıl, benden olan ve olmayan diye ayırır?
Yok, böyle bir ayırım yapılmıyor ise PKK’nın elindeki esirleri kurtarmak için neden çaba gösterilmiyor?
S. Önkibar