Subscribe Us

header ads

Madam'ın Ruh İkizi

Başbakan Erdoğan’ın, PKK’nın hamiliğini yapan Danielle Mitterand’ın Türkiye’yi Kürt katliamı yapmakla suçlamasına benzer ifadelerle emperyalistleri Suriye’yi işgale kışkırtması tepki çekti...
Teröriste özgürlük savaşçısı
Emekli diplomat Nüzhet Kandemir, Erdoğan’ın Suriyeli isyancılara desteğinin Fransa’nın eski “First Lady”si Danielle Mitterand’ın Kürtlere desteğini hatırlattığını söyledi. Madam’ın, Türkiye’yi bölmek isteyen teröristlere “Özgürlük savaşçıları” dediğini hatırlatan Kandemir, “Başbakan da Şam’ın terörist olarak gördüğü isyancıları ‘Özgür Suriye Ordusu’ olarak kabul ediyor” ifadesini kullandı.
Mahmur ve Hatay benzerliği
Madam Mitterand’ın Irak’ın kuzeyindeki Mahmur’da mülteci kampının kurulmasını teşvik ettiğini hatırlatan Kandemir, şöyle konuştu: “Başbakan Erdoğan da Hatay’a göçü teşvik etti. Bayan Mitterand, Paris Kürt Enstitüsü’nün başkanlığını yapan sevgilisiyle birlikte Türkiye’yi ve Irak’ı karalama gayretindeydi. Başbakan da şimdi Şam yönetimini karalama çabasında...
Dün mü yanlıştı, bugün mü...
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Suriye konusundaki sert söylemlerini şu şekilde değerlendirdi: Başbakan’ın bugün Suriye ile ilgili yaklaşımını sağlıklı bulmuyorum. Dün ailece akşam çaylarına katılıp, geleceği birlikte planlamak gibi dostluk ötesi ilişki ağından düşmanlık noktasına gelmenin gerekçesi ne? Dün mü yanlıştı, bugün mü yanlış?
Erdoğan’ın söylemi Mitterand’a benzedi
Başbakan Erdoğan’ın Suriye söylemi eski Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand’ın eşi Danielle Mitterand’ın PKK konusundaki tavrını hatırlattı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye krizinde eski Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand’ın eşi Danielle Mitterand’ı örnek aldığı ortaya çıktı. Kürtler ve terör örgütü PKK için büyük bir çalışma yürüten Mitterand’ın geçmişte söylediklerinin bir benzerini Başbakan Erdoğan, Suriye için söylüyor. Kasim 2011’de ölen Bayan Mitterrand, Kürtlerin götürüldüğü Mahmur Kampı’nın kurulması için büyük bir çalışma yapmış, 200 Kürt aileyi de Fransa’ya götürmüştü. Bugün Başbakan Erdoğan da sınırımızda Suriyeli mülteciler için kamp kurdurdu. Mitterand, terör örgütü üyelerini ‘özgürlük savaşçısı’ olarak niktelendirirken, Başbakan Erdoğan’da Suriye’nin terörist olarak gördüğü isyancıları ’Özgür Suriye Ordasu’olarak kabul ediyor. Mitterand, Türkiye’yi soykırımcı olarak adlandırmaktan kaçınmazken, Başbakan Erdoğan da Süriye’yi katliam yapmakla itham ediyor.
Mahmur’u örnek gösterdi
Emekli diplomat Nüzhet Kandemir, Madam Mitterand’ın “Kürtler” ile ilgili söylemi ile Başbakan Erdoğan’ın Suriye’deki Esad’a muhalefet eden “Özgür Suriye Ordusu” konusundaki sözlerinin benzediklerine dikkat çekti. YENİÇAĞ’a konuşan Nüzhet Kandemir, Madam Mitterand’ın Mahmur’da mülteci kampının kurulmasını teşvik ettiğini anımsattı. Başbakan Erdoğan’ın da sert söylemleri ile Hatay’a göçü teşvik ettiğini ifade eden Kandemir sözlerini şöyle sürdürdü: “Başbakan’ın da Suriye konusunda öteden beri Beşşar Esad’a ve rejimine yönelik olarak ağır suçlamaları ve ithamları mevcut. Bu açıklamalar ancak Türkiye’ye gelen mülteci sayısının artması sonucunu verdi. Bayan Mitterand, Paris Kürt Enstitüsü’nün başkanlığını yapan sevgilisiyle birlikte Türkiye’yi ve Irak’ı karalamaya yönelik olarak yapılan bir takım gayretler içindeydi. Olaylar da onların söylemlerini beklemeden gidecekleri istikamete yürüdüler gittiler. Hal böyle olunca bizim yaptığımız beyanların da Mitterand’ın zamanında yaptığı beyanların yarattığı etkinin ötesinde değişik bir etkisi ve sonucu olacağını şahsen tahmin etmiyorum.”
Ne yanıt vereceğiz
Kandemir, Suriye’nin bu durum karşısında ister istemez PKK örneğini anımsattığını kaydetti. “PKK terör örgütü örneğini hatırlatıp, kendi yaşadıkları durumu da benzerlik şekline dönüştürüp, Türkiye’ye karşı argüman olarak kullanıyorlar” diyen Kandemir, şu değerlendirmeyi yaptı: “Suriye’deki legal yönetime karşı bir ayaklanma olduğunu, bu ayaklananların da terörist olarak değerlendirilmesi gerektiği mesajını veriyor. Bunun öyle olup olmadığı, bizim PKK ve diğer Kürt teröristlere terörist dediğimizde karşımıza çıkıp bunların özgürlük savaşçısı olduğunu iddia edenlere karşı verdiğimiz cevaplar kategorisinde kalır. ”
2 kamp 2 yaşam
Danielle Mitterand’ın katkılarıyla Irak’ta Musul’a bağlı Erbil’e yaklaşık 100 kilometre mesafede Kürtler için Mahmur Kampı kurulmuştu. Sayıları 14 bini bulan mülteciler 14 yıldır burada Türkiye’ye karşı koz olarak kullanılıyor. Şimdi ise Başbakan Erdoğan’ın girişimleriyle Suriyeli mülteciler için Hatay ve Gaziantep’te kamp kuruldu. Şu anda 20 bini aşkın kişinin yaşadığı kamp, Beşşar Esad’a karşı kamuoyu yaratma amacı taşıyor.
Eşbaşkanlığı yaptığı BOP’un gereği
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Suriye konusundaki sert söylemlerini değerlendirdi. Şandır, “Başbakan’ın bugün Suriye ile ilgili yaklaşımını sağlıklı bulmuyorum. Dün akşam çaylarına katılmak, hükümeti birlikte toplamak, geleceği birlikte planlamak gibi dostluk ötesi bir ilişki ağından düşmanlık noktasına gelmiş olmanın gerekçesi ne? Dün mü yanlıştı, bugün mü yanlış?” diye konuştu. Mehmet Şandır sözlerini şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla Başbakan’ın bugünkü gerekçesini iyi tahlil etmek lazım. Ortada makul ve masum bir sebep olduğunu düşünmüyorum. Başbakan, bu sert çıkışları pozisyonunun gerekçe geliştirmek için yapıyor. Bugünkü pozisyonu düşmanlık pozisyonudur. Halka dostluk, devlete düşmanlık olmaz. Bu devlet, o halkın devletidir. Suriye’de yaşanan hadiseler, Türkiye’yi kendi iç meselesi kadar yakından ilgilendirir. Çünkü Suriye’de çıkacak bir iç savaş, Türkiye’de de bir iç savaşın tetikçisi olacaktır. Suriye’nin kuzey doğusunda, Irak’ın kuzeyindeki gibi bir siyasi yapılanmaya uluslar arası destek çıkacak. Böylelikle kurulması planlanan Kürdistan’ın güneydeki iki kanadı gerçekleşmiş olacak. Sıra kuzeydeki kanadı Türkiye’ye gelecektir. Başbakan’ın buna taşeronluk yapması, eşbaşkanlık yaptığı BOP’un gereğidir.”
İşe yaramaz
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu da, “Benim için önemli olan Başbakan’ın Suriye konusundaki tutumu, yaklaşımı. Bu tutumun temel ölçülerinden bir tanesi Kofi Annan’ın girişimine karşı çıkması. Başbakan bu girişimin işe yaramayacağını, Beşşar Esad’a zaman kazandırabileceğine inanıyor. İkincisi bu tutumuyla uluslar arası toplumun genel iradesine ters bir tavır alıyor. Yani bunun sonucu, uluslar arası toplumun dışında bir tutum alarak marjinal hale geleceğidir” dedi.
Emperyalizmin tetikçisi durumuna düştük
CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş, “Türkiye’nin dış politikası kendi ürettiği bir politika değil. Tamamıyla Batı emperyalizminin güdümünde, emir komuta zincirinde Batı emperyalizminin çıkarına hizmet eden bir dış politika izliyoruz” dedi. Özgümüş şunları söyledi: “Ayrıca bu dış politika baştan aşağı çelişki içerisinde. Yani laikliğin çok daha ileri düzeyde uygulandığı Suriye hakkında kullandığı bu kadar ağır sözü, orada ABD’nin müttefiki olan halen krallıkla, despotizmimle yönetilen bir çok Arap ülkesi için kullanamıyor. Bugün ’Suriye’de baskı rejimi var’ diyerek müdahale için can atan AKP iktidarı, şehir meydanlarında kadı’nın verdiği ceza ile kafa kesen birçok Arap ülkesindeki bu tür uygulamaları göz ardı ediyor. Bu tamamıyla BOP’un bir parçası. Ayrıca Kaddafi düne kadar bizim Başbakanımızın dostu kardeşiydi. Hatta NATO’nun müdahalesi ilk gündeme geldiğinde ’NATO’nun orada ne işi var’ diye bağırmıştı. Ancak yukarıdan emir geldiğinde NATO’ya asker vermekten çekinmedi. Düne kadar bugünkü rejimle, kişilerce, sistemle yönetilen Suriye Devlet Başkanı için ’Benim kardeşim’ diyordu, evine gidip yemek yiyor, kızının düğününe davetiye götürüyordu. Suriye birden bire düşman oldu. Bunlar inandırıcı gelmiyor. Ne yazık ki dünyaya bağımsızlığı, özgürlüğü, onuru öğreten Türkiye Cumhuriyeti şu anda Batı emperyalizminin tetikçisi ve taşeronu durumundadır. ”
Radardan İsrail de yararlanacak
İran’da yaptığı görüşmelerin ardından Kürecik’teki radar üssünden İsrail’i bilgi aktarılmayacağını bir kez daha tekrar eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “gerekirse üssü kapatırız” açıklaması inandırıcı bulunmadı. Emekli Büyükelçi İnal Batu, “İsrail’in bundan yararlanacağını ABD’liler defalarca açıkladı. Bile bile bu şartlarla açıldı orası. Bu saatten sonra İsrail bu sistemden yararlanırsa ‘biz burayı kapatırız demek’ bana pek samimi bir ifade gibi gelmiyor” dedi. YENİÇAĞ’ın sorularını yanıtlayan Batu, ABD’nin buradan elde edilecek bilgilerin İsrail ile paylaşılacağına ilişkin açıklamaları olduğunu ifade etti. Batu, hükümetin bu gerçeği bile bile radar üssünün açılmasına izin verdiğini kaydetti. “İsrail’i bundan yararlandıranlar davul zurnayla ilan etmez ki. Orda bizim kontrolümüz yok. İsrail de ’ben bundan yararlanıyorum’diye açıklama yapmaz” diyen Batu sözlerini şöyle sürdürdü: “Kamuoyunun yatıştırmak için yapılan bir açıklama gibi geliyor. Açıklamanın fiili bir değeri olduğunu da zannetmiyorum. Bunu kapatmak mümkün tabi ama kapatacak isen niye açtırıyorsun? Bunu da sorarlar adama. Baştan beri oranın neden açıldığı belli. İsrail ondan yararlanacak. Bunu dünyada bilmeyen yok ki. Kapatacaksan neden açtırıyorsun?”
“Başımıza bela olacak”
MHP Milletvekili Yusuf Halaçoğlu da, Kürecik’teki sistemin Türkiye’nin başına bela olacağını söyledi. Halaçoğlu, “Doğruyu söylemiyorlar. Anladığım kadarıyla önümüzdeki günlerde meydana gelecek Ortadoğu’daki savaşın tarafı olacak Türkiye bunu da gördükleri için ne cevap vereceklerini bilemediklerinden böyle açıklama yapıyorlar. Kürecik’teki bu sistem bizim başımıza yüzde 100 iş açacak” diye konuştu.