Öncelikle neden böyle bir yazı yazma ihtiyacı hissettiğimizi açıklayalım. Akp-Mhp-Dem parti üçlüsünün bir araya gelip, terörist başını da dahil ederek yeni bir açılım süreci başlatması üzerine özellikle sosyal medyada birtakım etnikçilerin konuya Alevileri de dahil etmeye çalışması yüzünden gerçek Aleviler olarak düşüncemizi söyleme gereği duyduk. Bu etnikçi tayfanın kendilerine sürekli yandaş araması, her fırsatta Alevileri de cümle içinde kullanması yüzünden gına geldi artık. Biz Türk’üz ve Aleviyiz. Sizinle mezhepsel veya ırksal bir bağımız yok. Türkiye Cumhuriyeti’nden ve Türk milletinden tarafız. Hiçbir talebinizi onaylamıyoruz, savunmuyoruz, desteklemiyoruz. Aşağı yukarı her Alevi’nin cevabı da budur. Geçelim.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana, etnik ve mezhepsel kimlikler farklı dönemlerde farklı taleplerle kamuoyunun gündemine gelmiştir. Özellikle Kürt siyasi yapıların özerklik, federasyon ya da bağımsızlık gibi talepleri, Türkiye’nin üniter yapısını tartışmaya açmıştır. Bu bağlamda, aynı coğrafyada yaşayan Alevilerin tutumu ise önemli bir karşılaştırma imkânı sunmaktadır. Türkiye’de yaklaşık 15-20 milyon arasında Alevi olduğu tahmin edilmekte olup, bu topluluk tarih boyunca hem dini hem de kültürel baskılara rağmen Türkiye Cumhuriyeti’ne olan bağlılığını korumuştur. Aleviler, Kürt taleplerinden farklı olarak, hiçbir dönemde Türkiye’den ayrılmayı, özerk bir yapı kurmayı ya da ayrı bir devlet talep etmeyi siyasi bir hedef olarak benimsememiştir. Bu durum, Aleviliğin özünde yatan Türklük bilinci, tarihi ve kültürel olarak da Türklüğün taşıyıcısı ve mirasçısı olmasından kaynaklanmaktadır. Alevilerin talepleri, kendi ibadethanelerin devlet nazarında kabul görmesi ve ayrımcılığa uğramadan sosyal hayatta varlığını sürdürebilme çabasıdır. Bu talepler üniter Türkiye Cumhuriyeti’nin temel yapısıyla veya anayasayla çelişmez ve bir ayrılık oluşturmaz. Kürtçü talepler ise ilerleyen süreçlerde Türkiye Cumhuriyeti’ni bölünmeye ve parçalanmaya götürecek olan taleplerdir. Bu açıdan Aleviler ile bir benzerlik göstermez.
Aleviliğin Etnik Temeli: Türk Kimliği
Alevilik, yalnızca bir inanç sistemi değil, aynı zamanda kültürel bir yaşam tarzıdır. Aleviliğin kökleri Orta Asya Türk inanç sistemlerine, Tengriciliğe, İslam’ın Batınî yorumlarına ve Ahmet Yesevi'nin öğretilerine kadar uzanır. Anadolu’daki Alevi toplulukların büyük bir kısmı Oğuz Türkleri’nin boylarından olan Avşar, Bayat, Kızık, Beğdili, Çepni ve Tahtacı gibi Türkmen topluluklarına dayanmaktadır. Bu gruplar, hem dil hem kültür hem de soy bakımından Türklükle doğrudan ilişkilidir. Geçmişte sayıları çok daha fazla olan Aleviler, Osmanlı’nın iskan politikası ve asimilasyon politikalarıyla büyük oranda Sünnileşmiş olsa da bugün Anadıolu’da hala varlığını sürdüren yoğun bir Alevi nüfusu mevcuttur ve bunlar ekseriyetle Türk’tür. Bugün Kürtleşmiş olan, Kürt olduğunu iddia eden aşiretlerin Osmanlı tapu tahrir ve temedduat defterlerindeki kayıtlarda ise Türkmen oldukları açıkça görülmektedir.
Aleviliğin Türk Kökleri ve Kültürel Kodları
Alevilik, İslam’ın Türk yorumu olarak kabul edilebilecek bir inanç sistemidir. Kökeni Orta Asya’daki eski Türk inançlarına, Ahmet Yesevi’nin hikmetlerine ve Horasan erenlerinin Anadolu’ya taşıdığı irfana dayanır. Alevilik; Çepni, Avşar, Beğdili, Kızık, Bayat, Tahtacı gibi Oğuz Türkü boyların arasından yeşermiştir. Bu boylar, Alevilik inancını yalnızca dinî bir kimlik olarak değil, aynı zamanda Türklüğün yaşama biçimi olarak da taşımıştır.
Alevi nefesleri Yunus Emre’nin, Pir Sultan’ın, Hatayi'nin, Nesimi’nin diliyle yani Türkçeyle söylenir. Cem törenlerinde Arapça, Farsça ya da Kürtçe değil, sade Anadolu Türkçesi kullanılır. Bu bile başlı başına Aleviliğin Türklüğün sesi olduğunu gösterir. Alevi dedeleri tarih boyunca boylarının ve oymağının soy kütüğünü taşımış; Türkmenliğin irfanı ile İslam’ın batıni yorumunu harmanlamıştır.
Alevilerin Devlete Bakışı ve Siyasal Talepleri
Türkiye’de yaşayan Aleviler, her ne kadar tarih boyunca zaman zaman ayrımcılığa uğramış olsalar da, taleplerini daima Cumhuriyet değerleri çerçevesinde ifade etmişlerdir. Laiklik, hukuk devleti, eşit yurttaşlık ve eğitim gibi başlıklar Alevi toplumunun temel taleplerini oluşturmuştur. Alevilerin hiçbir zaman ayrı bir devlet kurma, özerk bir bölge oluşturma veya Türkiye’den kopma gibi talepleri olmamıştır.
Bunun nedeni yalnızca siyasi değil, tarihsel ve kültürel sadakatle ilgilidir. Aleviler, Osmanlı döneminde zulme uğrasalar bile, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte umut bulmuşlardır. Cumhuriyet’in laik yapısı Aleviler için bir güvence olmuş, Atatürk’ün halkçılığı ve milliyetçiliği Aleviler arasında büyük destek görmüştür. Bu yönüyle Alevilik, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ideolojisiyle büyük oranda örtüşmektedir.
Aleviler ve Kürt Talepleri Arasındaki Fark
Kürt kökenli siyasi hareketler (dem parti, hüdapar) ve pkk terör örgütü etnik kimlik temelinde ayrı bir yapı talep ederken, Aleviler hiçbir zaman kimliklerini Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı bir ayrılık gerekçesi olarak sunmamıştır. Aksine, Aleviler Türk milletinin bir parçası olarak varlıklarını sürdürmeyi tercih etmişlerdir. Çünkü zaten Türk’türler.
Geçmişin aksine günümüzde her Alevi birey Türk değildir; Kürt Aleviler veya Arap Aleviler (Nusayriler) de vardır. Ancak bu gruplar içinde bile "Alevistan" gibi yapay devlet hayalleri geniş taban bulmamaktadır. Bu tür söylemler daha çok sosyal medya kaynaklı marjinal sesler olup, Alevi toplumunun geneli tarafından benimsenmemektedir. Yine bu kişilerin talepleri Kürtçü, Kürdistancı etnik tezler üzerine kurulu olduğu için Alevi adı altında değerlendirilemez ve Alevileri bağlamaz.
Aleviler ve Türkiye Cumhuriyeti Arasındaki Gönül Bağı
Osmanlı döneminde zaman zaman “rafizi”, “zındık” yaftalarıyla baskıya uğrayan Aleviler, Cumhuriyet’le birlikte nefes almış, laiklik sayesinde varlıklarını daha rahat sürdürebilmiştir. Aleviler için Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil; kimliklerini, kültürlerini, inançlarını özgürce yaşayabilecekleri bir yurt haline gelmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk’e duyulan derin sevgi, bu gönül bağının en somut ifadesidir. Alevi köylerinde hâlâ Atatürk posterleri cem evlerinin duvarlarını süsler, nefeslerde onun adı dua niyetine geçer. Aleviler, Türkiye’nin laikliği ve bölünmez bütünlüğünü savunmakta her zaman en ön saflarda yer almışlardır.
Sonuç
Kürt hareketlerinin özerklik, yerel yönetimlerde özerklik, iki dilli devlet yapısı, ana dilde eğitim, federasyon gibi Türkiye’den ayrılmaya ve Türkiye'yi parçalanmaya götürecek olan taleplerine karşılık, Aleviler Cumhuriyet tarihi boyunca devlete bağlılıklarını korumuş ve Türkiye Cumhuriyeti içinde yaşama iradesi göstermiştir. Alevilik, özü itibariyle Türk kültürünün bir yansıması, Anadolu irfanının taşıyıcısı ve Cumhuriyet değerlerinin doğal destekçisidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti bizzat kendisinin devletidir. Bu nedenle Alevilerin ayrılıkçı taleplerle anılması hem tarihsel gerçeklere hem de toplumsal eğilimlere aykırıdır. Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü savunan en önemli toplumsal güçlerden biri olan Aleviler, Türk milletinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Anahtar kelimeler: Aleviler Türkiye’den neden ayrılmak istemiyor?, Alevilik gerçekten Türk inancı mı?, Aleviler Kürtlerden farklı mı düşünüyor?, Alevilerin özerklik talebi var mı?, Alevilerin devlete olan bağlılığı nedir? , Alevilikte Türk kimliği nasıl ortaya çıkar? , Kürt Aleviler ne istiyor? , Aleviler neden ayrılıkçı değil? , Alevilikte Atatürk sevgisi nereden geliyor? , Türkiye’de Aleviler Türk müdür Kürt müdür? , Alevilerin bağımsızlık talebi var mı? , Alevilik İslam mıdır, Türk inancı mıdır? , Aleviler neden Cumhuriyet’e sahip çıkıyor? , Alevi kökenli Türkmen boyları hangileridir? , Aleviler Türk müdür , Alevilik ve Türklük , Aleviler Türkiye’den ayrılmak istiyor mu, Alevilerin devlete bakışı ,Aleviler ve Kürt hareketi ,Alevilik Türk kültürü , Aleviler neden ayrı devlet istemiyor , Alevilik ve Atatürk , Alevilik laiklik ilişkisi , Alevilikte Türk boyları , Aleviler Kürt mü Türk mü , Alevistan haritası , Aleviler ne istiyor , Alevilik ve üniter yapı , Aleviler bölünme ister mi , Türkiye Alevileri , Kürt Aleviler ayrılıkçı mı , Alevilik Oğuz boyları , Aleviler Cumhuriyet’e bağlı mı
0 Yorumlar