Subscribe Us

header ads

Kazılarda Bulunan Kemik Parçaları

Gizli tanıkların ifadeleri sonucunda Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yeni toplu mezarlar ortaya çıkarıldı. Yapılan kazılar ve çalışmalar sonucunda çıkan cesetlere ait kemikler görenlerin yüreklerini dağladı. Teörle mücadele adı altında kürt halkına yapılan zulüm işkence ve katliamlar bir kez daha günyüzüne çıktı. Cesetlere ait kimlik tespitlerinin yapılması için kayıp ailelerine çağrıda bulunuldu. Ayrıca dada önce bölgede görev yapan asker ve özel harekat polisleri hakkında soruşturma başlatıldı. Birçoğu tutuklandı. 
Bir çok gazetenin veya televizyonun haberleri böyle başlıyor. Ve son zamanlarda sık sık kazılar yapılıyor bir yerlerden kemik parçaları çıkıyor. Sanırsınız sanki Gelibolu Yarımadası kazılıyor.  Çıkan bir kaç kemik parçasından sonra lılılılılı eşliğinde zılgıtlarla yaygara kopuyor.İşte gördünüz devlet kürtleri katletti, bunlar da kanıtıdır.  Demokrasi dernekleri, insan hakları savunucuları yoğun bir propaganda eşliğinde asıl meseleye gelip kinlerini kusuyor ve 1925’ten beridir kürtler katlediliyor, bütün dünyanın bunu görmesi ve kürtlere kürdistanın verilmesi gereklidir diyorlar.
Adalet Bakanına soruluyor: Şimdiye kadar kaç terörist öldürüldü? diye. Verilen cevap “otuz binden fazla”  resmi ağızdan herkese duyuruluyor. “Otuz binin üzerinde leş nerede?” Daha önce bölgede görev yapmış komutanlar, polisler ve askerlere sorduğunuz zaman gayet net bir şekilde cevap veriyor. “Binlerce kilometre yüksekten askere leş taşıtmadık. Geberdikleri yere gömdük.”
Taşıtan komutanlar da vardı yok değil. Getirip hastanenin morguna bırakılıyor. Üzerinde herhangi bir tanıtıcı kimlik olmadığı için kimlik tespiti yapılamıyor. Günlerce bekliyor, kimse sahip çıkmıyor. Sonra belediye veya mezarlıklar müdürlüğü götürüp kimsesizler mezarlığına gömüyor.
Hemen herkes televizyonlardan aşinadır; on yıl önce bir teörist öldürüldüğü zaman kimse sahip çıkmazdı. Tabutunu taşımak için bile adam bulamazdınız. Şimdi ise yine leşler taşıtılıyor askere, sırtındaki otuz kilo yükün üstüne bir de leş taşıyor hastaneye kadar. Sonrası ise binlerce kişi morgun önünde kuyruk oluyor. Cenazesi sanki bir devlet başkanı uğurlarmış gibi binler, onbinler tarafından uğurlanıyor. Beşbin nüfuslu ilçeden çıkan cenazeye onbinlerce kişi akın ediyor. Cenaze, cenaze özelliğini kaybedip, bir meydan okuma, bir isyan hareketine dönüşüyor. En önde milletin vergisiyle geçinen kürt milletvekilleri. Devlet bakıyor sadece, yaptırımı yok, bir teröristin cenazesine katılabiliyor utanmadan, savunuyor hiç yüzü kızarmadan.  Soruyor imam efendi “nasıl bilirdiniz?” diye. İyi bilirdik diye bir anırtı yükseliyor ve hep bir ağızdan hakkımız helal olsun diyorlar.
Öte yandan bir şehit cenazesine ise ancak bin kişi toplanabiliyor. Bir leşin peşinden bir karınca sürüsü giderken, şerefiyle onuruyla şehit olmuş bir yiğidin peşinden ise ancak bir kaç yüz bozkurt gidiyor. Bu tam bir vurdumduymazlıktır ve katiline aşık olmanın en bariz örneğidir. İtin leşine katılanlar demokrasi havarisi olurken, şehit cenazesine katılanlar provakatör, faşist oluyor.
Bir uyuşukluk ve uyulmuş masalı giriyor devreye. “Onlar da kardeşimiz, bu vatan hepimizin”
Hayır bu vatan hepimizin değil. Başbuğ Atatürk’ün de dediği gibi Türkiye Türklerindir. Kendi vatanınızı bir başkasıyla paylaşmak; gerdek gecesinde eşinizi bir başkasıyla paylaşmak gibi ağır bir şerefsizliktir..Kim namusunu yerlere serer, en mahrem yerlerine yabancı ellerin değmesini ister? Cevap hiç kimse ise, o halde bu züğürt tesellisinden bir an önce vazgeçilmeli ve Türkiye’nin yalnızca Türklerin olduğu bütün hainlere gösterilmelidir.
Tekrara adalet bakanına dönersek, otuzbin cevabından sonra bu ölüler nerye gömüldü diye sorduğunuz zaman hiç bir cevap alamazsınız. Çünkü bakan da iyi biliyor ki bu leşler o dağlarda bırakıldılar. Şimdi çıkan kemikler de o leşlere ait parçalardır. Bunu devlet te biliyor, millet te biliyor, kürtler de biliyor. Yıllar önce Kandil’e davul zurnayla uğurladıkları piçleri sanki bir gece aniden askerler tarafından alınıp götürülmüş ve bir daha dönmemiş gibi hesap sorma küstahlığını ve yüzsüzlüğünü gösterebiliyorlar.
Valilik duvarına işeyen memuru tokatlayan devlet, cami duvarına işeyeni alkışlamalı mıydı yoksa?

Yorum Gönder

0 Yorumlar