Subscribe Us

header ads

Hâlâ Islah Olmadım

Tutuklu yargılanan Teğmen Mehmet Ali Çelebi, 74. duruşmada izleyenleri derinden etkileyen bir konuşma daha yaptı.
Çelebi, “Atatürk’ün iradesini, şehit ruhlarının dileklerini ve Türk milletinin vicdanını kendi sesimde toplayarak bütün dünyaya haykırıyorum: Ben ıslah olmadım” dedi.
İşte Mehmet Ali Çelebi’nin duruşmada yaptığı konuşmanın tam metni…
Sayın başkan, saygıdeğer heyet,
Mustafa Kemal’den, onun devrimlerinden millet olarak şahsi çıkarlarımız adına ödün vere vere Hasdal, Silivri zindanlarına çekildik. Bizi ihanete uğrayan Atatürk devrimleri buralara attı. Hakikatin ağırlığını yüklenemeyen geçim kapısı vatanseverliği de burada tutuyor.
İki sene evvel TSK’nin namuslu ellerinden, birliğimden terörist olma şüphesiyle alındım. Kuvvetli suç şüphemi oluşturan delil klasörü incelendiğinde (252 nolu klasör) Kemalizmin terörist ideoloji ilan edildiğini göreceksiniz. Bilinmelidir ki Atatürk Devrimlerinin nasibi terör iddianamelerine oyuncak olmak değildir. Bunlar Mustafa Kemal’i anlayacak kıratta olmayan hastalıklı kafaların, sefil ruhların ürünüdür. Kurduğu devlette onun sağladığı nimetlerden yararlananlar onu yargılamaya çalışıyor! Bina mimarı, resim ressamı yargılayabilir mi? Şaşırmıyorum, çünkü diğer suç unsurum Nutuk’tan bu mikroplara karşı bağışıklıyım:
“Gelecek kuşakların Türkiye’de Cumhuriyet’in ilan edildiği gün, ona insafsızca saldıranların başında cumhuriyetçiyim diyenlerin yer aldığını görerek asla şaşıracaklarını sanmayınız. Aksine Türkiye’nin aydın ve cumhuriyetçi çocukları böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların gerçek düşüncelerini tahlil ve tespitte hiç de karamsarlığa düşmeyeceklerdir.”
Mustafa Kemal’e ait düşüncelerle suçlanıyorum. Ne güzel benim suçum. Ne güzel benim davam. Zulmün hançerlerini üzerime çekecek kadar ona bağlı isem ne mutlu bana! Dilerim kuvveli şüphem katlanarak artar. O zaman hayatım daha da anlam kazanacaktır.
Kürsüye ulaşabilmem 2 senemi çaldı. Yüreğimdeki yurt sevgisi, askerlik gurur ve şerefimle bir de 26 yaşımla oraya yürüyecek ve savunma vereceğim.
Kanun gücüyle askere diz çöktürmeye çalışanlara,
Bu devlet, bu millet için peşinen ölüm tercihi yapmış Türk subayını iki senede iki büklüm yapabileceğini zanneden sığ zihniyetlilere,
Tarihin şanlı sayfalarına layık Mustafa Kemal adını terör sayfalarında lekelemek isteyenlere söyleyeceklerim var!
ISLAH OLMADIM
Bu toplantıya başkanlık eden, gözleri altında olduğumuz Ebedi Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün iradesini, titremeksizin bedenlerinden vazgeçen ve şimdi kabirlerinden başlarını kaldırarak bizleri izleyen şehit ruhlarının dileklerini, Türk milletinin vicdanını kendi sesimde toplayarak bütün dünyaya haykırıyorum: BEN ISLAH OLMADIM!
Hiçbir güç benim vatana olan sevgim ve onun azametini ıslah edemez.
Beni hıyanetin dostu, karanlığın yoldaşı olmama suçundan ıslah edemezsiniz! Utanmayanların yüzkarası olmaya devam edeceğim.
Uçurumlar arasından, ölüm yollarından, topların tüfeklerin namlusundan geçerek zihnimize, yüreğimize intikal eden Cumhuriyetin, Mustafa Kemal devrimlerinin en kıskanç neferlerinden olma suçundan ıslah edemezsiniz!
Ne sandılar Türk subayını? Ben insanlık tarihi boyunca evladı olduğu Türk milletinin boynuna esaret zinciri geçirtmeyen Türk Ordusu’nun subayıyım. Bunları suç kabul edenlerin müebbet okları karşısında ürküp çekilmiyorum. Esaret zincirini gururla bedenime sarıyorum. Görevimi şevk ve ümitle yüklenip onları istekle karşıma alıyorum.
İnancım odur ki Mustafa Kemal düşüncesinin takipçisi olmak, Türk milletinin ortak suçudur, hiç değilse namuslu kalan omurgasız olmayanların ortak suçudur bu. Türk milletinin her bireyi potansiyel suçludur.
Suç sayılan eyleme katılmam tam bir inanç ve bilinçledir. Bu uğurda taşıyacağım prangalardan, mahkûm edileceğim en ağır cezalardan şeref duyarım. Ama zindandan çıkacağımız gün bizi yeniden mahkûm etmeniz gerekecektir. Çünkü biz o gün de bugün olduğumuz kadar suçlu olacağız.
Savunma verdiğimde birtakım ülser kuyusu, ısmarlama basının pis nefesinde lekelenmiş önyargılı hafızalar; Adaletin sarsılmaz takipçileri, Mustafa Kemal’e dost vicdanlar; İki sene rehin alınmış bir muvazzaf subayın, KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİ’ni görmek üzere,
En azından böyle bir kara lekeye inanırlarsa yüzüme tükürmek üzere burada olmalılar.
Şairin dediği gibi:
Bir şey varsa
Bir şey vardır
Bir şey yoksa
Çok şey vardır
Özdemir ASAF
Vatanıma ihanetten yargılanıyorum. Bir şüphe kırıntısı dahi akıllarda yer ederse eğer, milletimden talebimdir:
Çıkarın o şanlı üniformamı üzerimden.
Yeter olsun! Mübarek vatan havasını ciğerlerime sokmayın.
Lekelenmişse eğer topraklara sürtün alnımı.
Daha fazla değdirmeyin vatan topraklarına ayaklarımı.
Dağ doruklarına bırakın bu bedeni; kuşlar etimi çeke çeke parçalasınlar beni. Bütün varlığımı ovalara saçsınlar ki ibret olsun âleme…
Aklın almayacağı iftira ve isnatlarla bu tezgâhı kuranlar beni iki sene zindanda tutmakla başarılı olmuşlardır. Ancak ben onların bu küçük zaferine izin verecek kadar güçlüyüm. Bugün beni burada tutarak başları göğe erenler, yarın adaletin saf ışığı karşısında başlarını yerden kaldıramayacaklar olacaktır.
Zaman ve hadiseler her türlü hakikati ispat eder, fakat bazen böyle helak eden darbeler indirerek. Aldatmacaların son bulacağı ve kötülüklerin yenileceği gün gelecektir. Varsın o gün benim zindanımın üzerine doğsun, ne önemi var? O mutlu gün 2 yıldır bulunduğum, zulmün tesis ettiği sabit ikametgâhım! Hasdal’da beni bulacaktır.
O zaman zulüm adaletin buyruğuna girecek, tarih hakikati yine göndere çekecek, o sancak yine dalgalanacak ve dosta düşmana o ulvi düşünceyi haykıracaktır: “HARBİYELİ ALDANMAZ!”
Yolları kapattılar, açacağız.
Ufku kararttılar, ağartacağız.
Yurdumuz virandır, şenleteceğiz.
Yüce Heyeti Saygıyla Selamlarım!
Mehmet Ali Çelebi
Tutuklu Kr. Plt. Tğm.

Yorum Gönder

0 Yorumlar