Subscribe Us

header ads

7918 Şehidin Hesabını Kim Soracak?

AKP’nin getirdiği paketle ellerinde binlerce şehidin kanı olan teröristlere ’af’ çıkmasına tepki yağıyor
Son 30 yılda 13 bin 745 şehit verdik
AKP hükümetinin TBMM’ye sunduğu yeni çözümsüzlük paketi, “Verdiğimiz şehitlerin kanının hesabını kim soracak?” sorusunu da beraberinde getirdi. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Terör Alt Komisyonu’nun 2013 yılında hazırlamış olduğu rapora göre Türkiye, PKK terörüne son 30 yılda 7 bin 918 şehit (Asker-polis), 5 bin 557 sivil kayıp verdi. Bu rakamlara, PKK terör örgütünün yüzlerle, hatta binlerle ifade edilen ve kayıtlara geçmeyen infazların, terör kaynaklı faili meçhullerden henüz istatistiklere geçmeyenlerin dahil olmadığına dikkat çekildi. Özellikle PKK terörünün son 30 yıllık geçmişini istatistiki olarak ilk defa değerlendirerek, Türkiye’nin yaşadığı kayıpları ortaya koymanın, alt komisyonun oluşturulmasındaki amaçlardan birisi olduğu ifade edilen taslak raporda, ilgili kurum ve kuruluşlarla yapılan yazışma sonucunda, komisyon çalışmalarına ışık tutacak verinin yer aldığı çalışmaya rastlanılmadığı belirtildi.
Amaç bebek katilinin tahliyesini sağlamak
Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, suçlu-suçsuz ayıklama işlemini terör örgütünün yapacağını söyledi. Devletin elinde bilgi bulunmadığını ifade eden Eslen, “PKK kendisi seçecek. PKK’dan başka kimse bilmiyor bunu. Devlet ve güvenlik güçleri bilmez” dedi. Sözde çözüm sürecinin sonucunu PKK’nın belirleyeceğini kaydeden Eslen, asıl amacın Bebek Katili Abdullah Öcalan’ın tahliyesini sağlamak olduğunu söyledi. Erdoğan’ın Kürt oylarını almak için bu yola girdiğini anlatan Eslen şunları söyledi: “PKK’ya AKP yönetiminden başka hiçbir kimse bu kadar taviz vermez. PKK süreci ve kazanımlarını yasalaştırmak itiyor. Bundan sonra hükümet Öcalan ve PKK’yla doğrudan muhatap olacak. Öte yandan bu işe bulaşanlar kendilerini yargılanmamak için korumaya ihtiyaç duyuyorlar. Sürecin anayasal bir suç olduğunu biliyorlar. Hükümete geniş yetkiler veriliyor. Hükümet yasaya gerek kalmadan doğrudan müzakerelere girecek ve PKK’nın istediği talepleri karşılamak için Kanun Hükmünde kararnameler çıkaracak. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın Kürt oylarına ihtiyacı olduğu için seçimden önce bu hamleyi yapıyor. Bu süreç başarılı olamaz.”
Şehit kanı yerde kalmaz
Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, söz konusu tasarının yasalaşması durumunda hükümete geniş yetkiler verdiğini ve muhalefetin iptalini için Anayasa Mahkemesi’ne başvurması gerektiğini söyledi. Türk, “Ölçüyü çok iyi belirlemek gerekiyor. Bu güne kadar dökülen şehit kanlarının yerde kalmaması gerekiyor” diye konuştu. Türkiye Emekli Subaylar Derneği Başkanı emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş, tasarının yasalaşması durumunda teröristlerin beyanlarının esas alınacağını ifade etti. Suçlara ilişkin bir kriter bulunmadığını kaydeden Karakuş, “Dağdan inen ’ben adam öldürmedim’derse inanmak mecburiyetindesiniz. Yasa sadece beyana göre uygulanacak” dedi.
Hesap sorulur
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray, sözde çözüm paketinin altında cumhurbaşkanı seçimi yattığını söyledi. Tasarının Öcalan-Erdoğan cephesini kurmaya yönelik bir çalışma olduğunu belirten Çıray, “İlk defa Türkiye’yi yöneten bir devlet adamı teröristle seçim pazarlığına oturdu. Sorunlu maddelerden biri de PKK ile ilişkilere örtülü af getiren hem de her türlü kanunsuz görüşmeyi affeden maddedir. Devirler değişir, hesaplar verilir. Türk tarihinde vatana ihanet eden bir katille cumhurbaşkanlığı için pazarlık etmek yoktur. Sözde çözüm süreci aslında cumhurbaşkanlığı pazarlık sürecidir. Anaların ağlamasını kimse istemez. Bunu ancak vicdansızlar isteyebilir. Bu ülkede kan akmasını da isteyemez, ama kan akmasın diye Kurtuluş Savaşı’ndan vazgeçemezdik. Analar ağlamasın diyorsunuz; çocukları dağa kaçırılmış analar ağlıyor” diye konuştu.