Subscribe Us

header ads

Türk’ün Töresi

Töresini kaybetmiş milletler yaşayamaz. Bunun en bariz örneğini Afrika ülkelerinde görmekteyiz. Bugün her biri resmi olarak bağımsız olan fakat kültürel ve ekonomik yönden dış kaynaklara bağımlı bu ülkeler kültür zayıflığı, milli şuur noksanlığı ve töresizlik yüzünden milli benliğini kaybetmiş ve bugün başka milletlerin dilini konuşur hale gelmiş ve başka kültürlerin işgali altında yaşamaktadır.
Diğer yandan milli şuuru yüksek olan milletler ise asırlarca yok olsa, tarih sahnesini işgal etmese bile günü geldiğinde yeniden dirilmekte ve varlığını kanıtlamaktadır.
Bunun nedeni ise atalarının bıraktığı miras ve o mirasa sahip çıkan onu namusundan ileride tutup korumaya and içenlerdir.
Ülkemizi ele alırsak;
Bin yıldır Türk yurdu olmasına rağmen, Türklerin aşağılandığı, devlet yönetiminde söz sahibi olamadığı, ağır vergiler altında ezildiği ve türlü katliamlara maruz kaldığı Anadolu topraklarında her yönüyle bir Türk Devleti kuran Ulu Başbuğ Atatürk bize törenin ne olduğunu net bir şekilde anlatmaktadır.
O, devşirmelerin yönettiği bir devletin yerine Türklerin yönettiği bir devlet kurmuştur. Günlük yaşamdan dini alanlara, yazı edebiyat diline kadar hayatın her alanına Türkçe’yi hakim kılmıştır. Türkiye Türklerindir demiştir.
Böyle bir şuur ancak; Avrupaya diz çöktüren ve ” Ben asil bir milletin, Türk milletinin evladıyım” diye övünen Hun İmparatoru Attila’da,
“Bundan sonra; devlet dairelerinde evlerde sokaklarda dinsel mekanlarda Türkçe’den baska bir dil kullanılmayacaktır. Aksi hareket edenler idam olunacaktır” diye fermen çıkaran Karamanoğlu Mehmet Bey’de
Ve Bilge Kağan, Mete Han  gibi Türk Başbuğlarında mevcuttur.
Öyle ki ” Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur” , “Asil olmak için Türk olmak yeterlidir” diyerek Türklüğüyle övünen bir örnek karşımızdadır. Böyle bir örnek dururken ne yazık ki milli şuurdan yoksun insanlar Arjantinli bir macerapereste, Çinli Mao’ya, Rus Lenin’e, ‘”yaşasın kürtlerin bağımsızlık mücadelesi” diye can veren gayrı milli karakterlere sevgi beslemektedir.
Kimileri de hiç bir kültürü ve geçmişi olmamasına rağmen devlet kurma peşindedir. Bu türlü kurulan ve geçmişi, mazisi olmayan devletler eninde sonunda yok olmaya veya başka milletlerin boyunduruğu altına girmeye mahkumdur. Nitekim bunun kanıtı olan gerek Ortadoğu, gerek Afrika ülkelerinde bir sürü devletçik vardır.
Töre her şeyin üstündedir. Bizi yaşatan ve var eden yagane bir emanettir. Burada kısaca açıklarsak töre  dört eş, yirmi çocuk, ağalık-şeylik-kıro düzeni, kan davaları, devlet düşmanlığı değildir. Birileri buna töre demekte ve yakın bir zamana kadar bu kılıf altında işlenen suçlarda TCK’ya göre indirim uygulanmaktaydı. Bu ancak tarihi,kültürü, köklü bir geçmişi olmayan sığıntıların töresi olabilir.
Türk’ün töresi ise bu değildir. Binlerce yıllık şanlı tarihinden bugünlere taşıdığı onurlu mazisidir. Atasına duyduğu saygı ve canı pahasına koruduğu şerefidir. Dünyayı titreten kılıçlarının parlayan yaldızlarıdır, Avrupa denilen bataklık ortaçağı yaşarken onları medeniyetle tanıştıran öpülesi elleridir. Torosların eteğinde tüten ocaktır. Her zerresi kanla sulanmış bu toprakların üstünde nazlı nazlı dalgalanan ay yıldızlı bayraktır.

Yorum Gönder

0 Yorumlar