Subscribe Us

header ads

Dünya Bir Yana Sen Bir Yana

Eğer şu ülkede yaşamakta olan bir kişinin mayasında biraz insanlık var ise…
Biraz insanlık onurundan pay kapmış ise…
Anasına atasına saygı duyuyor, bir ailesi olmasıyla övünüyor ise…
Ne olduğunu bilmeyen bir topluluğu (ümmeti) millet yaparak ona insanlık içinde bir aile kazandıran Büyük Atatürk’e minnet duyar.
Biliyorum diyorsunuz ki: “Sayın Yazar, sen ne diyorsun? Bırak minneti; eline televizyona çıkma fırsatı geçen her okumuş, onu kötülemekle işe başlıyor.”
Doğrudur, bu milletin içinden her zaman böyle nankör, böyle uşak ruhlular çıkmıştır. Birileri barış ve demokrasi diye sokaklara indiğinde ilk işi Atatürk heykellerini yıkmak oluyor. Kendine liberal diyen AB-ABD piyonları Atatürk’e saldırarak puan topluyor.
Onlarla tam ters cephede gözüken ve dindarlık yarışını kimseye bırakmayan tarikatçı-gerici takımı da Atatürk’e küfretmeyi imanın 7. Şartı yapmış gibi.
Geçenlerde, profesör olmuş, kara sakallı bir herif, Haber Türk’te Atatürk’e dil uzatıyor; onu dine karışmakla suçluyordu. Din söz konusu olduğunda aklı bile devredışı bırakmak gerektiğini söyleyen bu cahil prof. gibiler ortalıkta kol geziyor. Düşünün ki Orta Çağ’daki sıradan din adamları bile “Aklı olmayanın dini olmaz/Aklını kullanamayanlar dinsel sorumluluktan muaftırlar” derken bugün üniversitede gençlere tarih dersi veren bir adam böyle konuşabiliyor.
Aklını çöpe atıp önyargılarını kullanan, Arabizmi din sanan bu türler ülkemizin akademik hayatını ele geçirmiş durumdalar. YÖK bu gericiliği yaymak için elinden geleni yapıyor.
BÜYÜK DEVRİMCİ
Böyle bir ortamda Kemal Atatürk’ün 1920’lerde ve 30’larda yaptığı değişikliklerin ne kadar büyük bir iş olduğu daha iyi anlaşılıyor.
Düşünün ki halk 10 yıl süren savaşlardan geçmiş, ülkemiz bir yangın yeri gibi…
Yoksulluk diz boyu… Hastalıktan kırılıyor insanlar: Verem, trahom, belsoğukluğu, sıtma, çiçek, tifo, tifüs, kuşpalazı… Aklınıza gelen gelmeyen…
Sanayi sıfır… At nalı çivisini bile ithal ediyorsun…
Halk cehaletin kör kuyusunda. Okuma yazma bilenler yüzde 5’in bile altında….
Ama o 10 yıl içinde çökmüş toplumu canlandırıyor; bütün dünyanın saygı duyduğu bir millet haline getiriyor…
Büyük Türk hakanı Bilge Kağan 730’larda “Türk budunu titre ve kendine gel!” derken sanki Kemal Atatürk’ün 1300 sene sonra söyleyeceği fikirleri özetliyordu.
“Ne mutlu Türk’üm diyene!”
Ona gerçekten derinden borçluyuz.
Ondan önce bu millet kim olduğunu bilmiyordu. Bir Fransız bir Türk’e kim olduğunu sorduğunda, bir bölümü “Müslümanız!” demekle yetiniyordu. Okumuş kesim ise kendisini “Osmanlı!” diye isimlendiriyor ve bir hanedanın kulu gibi gösteriyordu.
O geldi, dedi ki:
“Biz tarihe yön veren büyük Türk milletinin çocuklarıyız.”
Sonra ekledi:
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Mücadelemizin amacı da milletin iradesini her şeyden üstün kılmaktır.”
Böylece tek kişi düzenine dayalı Osmanlı Devleti’ni yıktı, attı; cumhuriyeti kurdu.
Kuşkusuz ki bu yaptıklarıyla 20. Yüzyıl’ın en büyük demokratları arasına girdi.
Bu cumhuriyeti ileri götürecek modern insanı yaratabilmek için akılcı eğitimi devreye soktu; bilimi kılavuzumuz haline getirdi.
Türk milletinin ayağında pranga olan eskimiş ilişkileri parçalayıp attı.
Bu kadar mı sadece?
Her şeyini milletine adadı.
Davranışlarıyla, giyinişiyle milletine hatta dünyaya örnek oldu.
Türk milletinin yere düşmüş olan onurunu aldı kaldırdı, göklere yükseltti.
Bugünkü gibi teknik olanakların bulunmadığı, yoksulluktan kavrulduğumuz yıllarda kazma kürekle binlerce kilometrelik demiryolu ağı kurdurdu…
Ağır sanayimizin temellerini attırdı.
O yoksul ve geri ortamda yılda yüzde 10’luk bir kalkınma hızı yarattı.
(Şu Yeni Türkiye nutukları atanlar, bir elleri yağda bir elleri balda, hem de 400 milyar dolar borç alarak acaba son on yılda yüzde kaçlık bir kalkınma oranı yakaladılar dersiniz? Atatürk’ün yaptıklarının yarısını yapabildiler sanıyorsunuz?)
Ve bizi; İslam dünyasının övünç duyduğu; Batı dünyasının istemeden olsa bile saygı gösterdiği bir toplum haline getirdi.
Ona öyle borçluyuz ki…
Bunu cahiller anlamaz…
Bunu bölücü takımı anlamaz…
Bunu, dinini menfaati sanan Arap uşağı bazı Türkler anlamaz…
Ama milletin çoğu anlar…
Büyük Atatürk sana derinden borçluyuz…
Her koşulda ilkelerini, fikirlerini savunarak bu borcumuzu ödeyeceğiz…
Gökkubbe var oldukça sen hep var olacaksın ve bizim ruhumuzda, beynimizde, hayatımızda yaşayacaksın.
Dünya bir yana sen bir yana, Atam!
Var ol Büyük Atatürk!
Yaşa sen Kemal Paşa!